Bir yerden tutulmaya başla sımsıkı, avuçlarını kanatırcasına. Kendini bırakıp sessizliğin koynuna kirlenmeden, yüreğini parçalar gibi. Karanlıkta ağla suskunca kimse bilmesin, ağladıkça kana uzun uzun tükenircesine susma... Onu bas kanayan yanlarına acısın, sızlasın dermanın kalmasın, çök dizlerinin üstüne yalvar günahkârmış gibi... Bütün suçları, üstlen kendin yapmış gibi...
Uzaktan umutlarını bırak dilsiz isyancı dalgalara bir gün geri gelir her şey yakamozu ile gözlerinin dibine... Ardına bırak her şeyi ama geride kalma, ayıkla kendini bütün kötülüklerden ucube olan taraf sen olma... Kirlensin ama ellerin, yüreğin değil! Feda et ömrünü ve zamana bırak akıp gitsin, geri gelir elbet kaybetmeyi göze aldığın her şey... Bir kere ölmeyi göze aldın bir daha ölme kendin cevaplayamadığın hangi soruyu yanıtlayabilirsin başkalarına, Kırılmış bir dala tutunmayı bırak, umutlarınla tükendin yeteri kadar yarınlara yarınsız kalmayı bırak artık, Dünde kalsın her şey yakana yapışıp kalanları koparıp at bağrından üzülme hiç yarın anlayacaksın
Uzaktan yüreğini bırak gittiği yeri bilmeyen dalgalara, bir gün geri gelir yüreğiyle tam her şey bitti artık derken... Dilin varmaz konuşmaya anlarsın ama susarsın. Kaybettiğini sandığın umutların, geri gelmez dediğin zaman ve şimdi onunla yeniden doğdun. Her denize vaat olmuş yakamoz gibi
Hayatına mavi bir deniz ol. Gece kaderindir... Yakamozun adını sen koy...