Bazen kayboluyorum koskoca İstanbul'da Bazen sığmıyorum bu daracık şehre.. Bir parça huzur istiyorum, O kadar acıktım ki ona, Elime geçer de hemen tüketirim diye korkuyorum. Öyle kullanmalıyım ki huzurumu; Uçurumun kenarındayken, Yiğit dalgalarla savaşacakken, Yolumu kaybetmişken, Işığım sönmüşken bana beni geri vermeli.. Bir parça olmalı ama hayat boyu yetmelİ..
Alacağımı aldım anlık huzurlardan, Hep kalır sandıklarımdan, Beni yazma diyenlerden, Bitmez geçmez diye yalvaranlardan, Hangi sözü doğru, seçemediklerimden.. Arkadaşlarımdan, aşklarımdan, Canımdan, kanımdan..
Bana küçüksün demeyin.. Öğrendim ben de.. Öğrendim herkese ruhumu açmamam gerektiğini.. Kimsenin bana ben gibi bakmadığını.. Doğrunun yalan kadar hükmünün geçmediğini, Bazı zamanlar kör olmayı yeğlemenin Ruhumun parçalarını tuzla buz edeceğini Susmakla hesap sormanın vakit karmaşasında Beni dara düşürebileceğini Ve daha nicesini öğrendim..
Küçüksün demeyin bana.. Geç de olsa anlıyorum insanları.. En yakınımda sandıklarımı.. En yakınımda sandıklarımı.. En yakınımda sandıklarımı.. Yalanın en sevmediğim şey olduğunu bilenleri.. Anlıyorum insanları.. Hiçbiri bana ben gibi bakmamış.. Ellerimden kayıp gitmişler.. Ben ucube bir liman olup kendime birikmişim..
Liman.. Limanlar.. İsmimin anlamı bu çözmeye çalıştığım dilde.. İnsan ismiyle, ismi gibi yaşarmış.. Öyle gerçekten.. Şefkatli bir anne gibi gemileri kucaklayan.. Sonra da kına yakıp öpüp koklayıp gönderen Limanlar gibi yalnızlaştırıyorum kendimi.. Yekpare göğsümden ruhumu akıttıklarım bile Yalanlarla bırakıp gittiller beni..
Herşey herşey Herşey herşey Herşey herşey Herşey kabulum.. Ama yalan.. Bir bunu hazmedemiyor yüreğimin kabuğu.. Bir onu eritemiyorum.. Affettirici, iyileştirici bir sebep bulamıyorum.. Herşeyi eritiyorum ruhumda.. Ama yalana yer bulamıyorum bir damla.. Gerçekle ve doğruyla harmanlanmış Bir parça huzur istiyorum.. Hiç değilse yalancıktan verin..