Önce tiz bir türkü duyulur,
İner içimdekilerle beraber ovaya,
Yüksekten bakma, her şeyi yukarıdan izlemek…
Ne kadar kolay geliyor insana,
Gökyüzü ışıl ışıl, her yer panayır gibi,
Göz kırpıyor her yıldız,
Ova soğuğu çarpıyor köhnemiş evlerin duvarlarına,
Sızlıyor içim, soğuk yakıyor beni,
Bir tiz türkü daha duyarım sonra,
Benim gibi kaybolmuş kadersiz Anadolum’da.
Bilinmeyenlerle beraber havaya yükselir,
Gittikçe gider uzaklaşır benden,
Kendine bir yer bulmak için…
Kim bilir neler yaşandı bu iklimde,
Kaç hayal sahipleriyle göğe yükseldi,
Bu türkü gariplerin türküsü,
Bu türkü her zaman tekrarlanan,
Mükemmel bir orkestra eşliğinde,
Muhteşem bir serenat,
Defalarca başa sarılan…
Bu türkü; bin yılın türküsü.
Kayıpların hiç bilmediğimiz,
Ve hiç bilemeyeceğimiz öyküsü.