Bilirsin sevdiğimi, can kenarında oturmayı
Dışarı seyretmeyi, uzaklara bakmayı.
Şimdi gidiyorum senden, bu şehirden
Her şey aynı, ben aynı ben, şehir aynı şehir
Ama oturduğum yer cam kenarı değil.
Kokusunu içime çekiyorum, saklı kalmış hatıraların
Götüreceğim onlarıda en ücra köşelere
Senle ben, bize ait olan sayılı şeyler
İstesemde unutmayı, alıyorum tek bir nefeste
Dar, kavşaklı bir sokak
Hiçbir şey çağrıştırmıyor seni
Uzaklaştım işte diyorum
Giriyorum, çıkıyorum dükkanlara
Sonra gözüme çarpıyor bir pamuk şekeri
Lanetler okuyarak koşuyorum
Usulca kayıp düşüyorum boşluğa
Yavaştan ayak sesleri duyuyorum sonra
Burnuma çarpan ağır toprak kokusu
İşte o zaman anlıyorum bu gelen
Ölüm uğultusu...