Ne yazık ki aşk, bazen sandığından çok daha büyük fedakarlıklar gerektirir.
Bazen çok daha büyük suskunluklar.
Çok daha büyük acılar ve çok daha büyük gözyaşları.
Bazen sırf bitmesin diye başlamazsın bi hikayeye.
Bazen sırf ıslanmak için çıkarsın yağmura.
Ve bazen sırf onun için dönersin o'na sırtını.
Bazen dolunay yüzünü hatırlattığı için beklersin her gece , iki elin yüzünde.
Onun mutluluğu bazen yalnız yatmanı gerektirir.
Bazen sırf sen ağladığın için mutlu olmasını sağlarsın onun.
Bazen bir sonraki kibritte onu yakarsın.
Bir sonraki dumanda onu üflersin.
Sebepsiz ve isimsiz bulutlara.
Ve hiç tahmin etmediğin bir anda , hiç olmamış olmayı dilersin.
An olur hiç görmemiş..
Hiç sevmemiş olmayı..
Hiç başlamamış..
Ve hiç bitirmemiş..
Çünkü hiç kazanmamış olmak , kaybetmek değildir.
Geç kalınmışlığın pişmanlığı , erken varılmışlığınkinden fazladır.
Korkaklığın pişmanlığı da , cesaretinkinden..
Ama bazen o'na korkar yalnızlığa cesaret edersin.
Ve Herşeyden öte.. Kendine geç kalırsın..