Şu dünyada hiçbi yürek bi annenin yavrusunun yüreğine dokundugu gibi ona dokunamaz;onun gibi şefkatle saramaz,sarmalayamaz,koruyamaz her gözden ,her sözden;onun sevdigi gibi kutsal bir sevgi ile sevemez kaşılıksız..daha ne kadar çok söz vardır ki annelere dair söylenilmesi gereken ama daha yürekten dile dökülmeden canımın yangısından sır olup gidiyorlar en uzaklara..Annemin de gittigigibi..İlk defa annem beni bi yere götürmek istemedi...istemedi çünkü;yalnız çıkılan bi yolculuktu o..arkasından mendil ya da el sallanamayan;su dökülemeyen tez zamanda kavuşmak için..bağrılamayan arkasından özletme kendini,çabuk dön denilemeyenn...dönülemeyen bir gidişti o..yürekten sancısı çıkamayacak bir veda anının ömür boyu ruhta kalacak derin bir ahıydı o..solgun,yorgun bir yüzdü akıllarda kalacak olan son gidişe dair..sonrasında anılar saracaktı her zerreni;hayaller,avuntular,rüyalar..zaman olacaktı en büyük suçlu,en baş gardiyan olacaktı vicdan..ne mahkemeler kurulacaktı her gece;ne idamlar ,ne müebbetler çıkacaktı;kırılan kalemlerden..etrafa saçılacaktı keşkelerin haklı ya da haksız iniltileri..sağır olacaktı bazılarının kulakları hiç işitemeyecekti onları...saatler saatleri,günleri günleri,geceler geceleri takip edecek belki de o an gelene kadar bunlar böyle sürüp gidecekti belki de gitmeyecekti;kimse bilemezdi..bilemezdi gögüste kaç pimi çekilmeye hazır bombanın pimi hüznün eli atarafından çekilecek ve patladıgında ruhun en yeşil en pembe yerlerini nasıl da tarumar edecekti...tarumar olmuş heryerinin merhemi de senin olman gerekecekti,yaralarını sarman,yeniden renkli hale getirmen icap edecekti..ruhtaki yangınların itfaiyecisi olacaktı telkinlerinden yaptıgın minik cesur sözcükler;birbirlerine kenetlenip söndüreceklerdi her yangıyı sonra saracaklardı seni annenin o şefkatli sözlerinin sardıgı gibi..bulutlardan bir yatak yapacaklardı ayaklarına,başına gökkuşagından bir yastık..uyanmak istemeyecegin bir hayal aleminin derin huzuru saracaktı ruhunu..ehlileştirilmiş bir hayvan durgunlugunda olacaktı siluetin..velev ki uyanacaktın bir sesle;sarsılacaktın o kelime ile;annem diyecekti yüzlerce ses;sen dediginde hava da asılı kalacaktı;paraşütü açılmamış bir atlayıcının hissedecegi endişeyi,korkuyu,tedirginligi hissedecektin;açılmayacaktı paraşüt;söyledigin kelime karşılıgını bulamayacaktı..annesini arayan yavru bir kedi kadar aciz hissedecektin kendini;bir sokak köpeği gibi çaresizz..en büyük sesler sessizlik olacaktı içinde;sessizligin çığlıgı senfoni olacaktı ,dağılacaktı ruhunun her köşesinee..durmadan aynı ezgi dolaştıkça ruhunda ,sen defalarca kere aynı keder çukuruna gömülecektin..karanlıkların zifirinin bile etkilemedigi bir bitmişlikle mütemadiyen aynı kelimeyi söyleyecektin..söyleyecektin...annem annem annem diyecektin...