Sudra gömlekleri içindeyim Zaman tanrı hem erkek hem kadın Amcamoğlu beni bul Mahpus değilim Bir mahpusun saydığı günlerdeyim
Dağlanmış dövmelerim okunmaz etmiş izlerimi Yittim ben, bilmiyorum nerdeyim İkindiyle akşam arasında Ne kadar taşıyabilir tebdilim beni Ben ki reddettim Mahpus, casus ve katilken Yıkanmamışların takdirini
İçimi öldürüyorum. kazıyorum içimi Çoğalmasın diye ötekilerim Çoğalmasın diye parçalandığı yerde Kaldı bedenim Gövdemi çoktan aştı gitti gövdemin tarihi Geçilmez yerinde karanlığın Başkasını denedim
Bazen ıslığım çalınıyor kulaklarıma, bazen gelirken Düşündüğüm kelimeler Maden ocakları hatırlıyorum, demirci körükleri, kaçarken Değiştirdiğim sayısız kan, bir her konaklama yerinde Ödediğim defterler
İçime attığım taşlar tıkadı sarnıcımı Tuzun ve kirecin şerbeti dindi Kuzey defterleri güney rüzgarları arasında Mühürlü mektuplar taşıdım Bozgun zamanlarının çarşılarında dağıldı Başka bir kader için sakladığım kıymetler
Ey benim ateşler kitabındaki babam Nerde sazımın mızrabı Nerde kehribarım Amcamoğlu beni bul Gidemem, bu yıl güney Zaman tanrı Zurvanic Beni de ezberine aldı Resimde ellerin örtülü olması Kaderin Esrarengiz karakterini simgeler Denedim kabartmaların hacminden öteye açılan bütün imkanlarını Ne yapsam gölgede kalıyordu Hem Hürmüz hem Ahriman Kendime dönecek bütün zamanı kılcala daraltmıştı Taşıl katmanlar Şimdiyse boşluğundayım Bir büyük kabartmanın Örtülü ellerin arkasında Gömleğimi ilikleyen kopça Gövdeme yazılan esrar Karışır yazının gövdesine Başkaları okudukça Amcamoğlu buradayım Otların gürültüsüne, taşların tarihine bak Mezopotamyadayım..