Her nefes alıp verdiğin an yaşadığın anlamına gelmez,
Ne zamanki boğazın kitlenir,
Heyecandan nefes alamazsın,
İşte o zaman yalancıktan değilde gerçekten yaşadığını anlarsın.
İçin içine sığmaz,
Dünya bir avuç kalbine dar gelmeye başlar,
Yeni yeni renkler keşfedersin,
Hatta
Tanıdığın,bildiğin renklerin bile renkleri,anlamları değişir.
Şaşırırsın,
Gökyüzü katman bulutlarıyla kaplıyken
Gözlerindeki heyecanın ışığı dünyayı aydınlatır.
Sonra onu görürsün,
Kalbin durmamak için saniyede ömürlük efor sarfeder,
Bacaklarının bağı çözülür,
Düşmemek,ayakta kalabilmek için bir yerlere tutunursun,
Noluyoruz diye soramadan anlarsınki aşık olmuşsun.
Gözünden akan bir damla sevinç gözyaşı olmak istersin,
Onunla bir nefes beraber olabilmek için
Engelleri,engebeleri aşıp ona koşmak istersin.
Aşk yaşamaktır,
Aşksız hayat ısıtmayan güneşe,
Islatmayan yağmura,
Üşütmeyen kara benzer.
Yaşadığını zannedersin ,
Ama içi saman dolu bir korkuluğa benzersin.
İşte o yüreği sökülmüş,
Göğsü,sinesi bomboş kalmış korkuluk benim.
Nereden nereye sürükledin beni,
Alacağın olsun
Ruhumu,kalbimi,bedenimi teslim ettiğim cehennem zebanisi.....