Bir gönül eğlendirme oyunuydu bizimki,
Bir aşk macerası gibi bir şeydi,
Taki birbirimizi sevip aşık olana kadar.
Bir roman gibi başladı aşkımız,
Beraber yaşlanmak için doğmuştuk ikimiz,
Ama senin entrikanla
Ve benim acı sonumla bitti ortak kaderimiz.
Sen türkçe bilmezdin ben italyanca,
Pantomimler gibi elle kolla konuşurduk,
Aynı dili konuşmasakta gönülden gönüle anlaşırdık.
Ta o zaman anlamalıydım egoistliğini,bencilliğini,
Ben geleceğimiz için üç ayda italyanca öğrenirken
Sen türkçe öğrenmeye tenezzül bile etmedin,
Ben kültür farkını katetmek için kendimi geliştirirken,
Ufkumu genişletip karakterimi geliştirirken
Sen sadece beni izledin.
Ben aşkımız için kişiliğimi tazelerken,
Sen sadece beni sevmekle yetindin,
İcraatsız ve yorulmadan beni seyrettin,
Zor olan herşeyi direkmen bana devrettin.
Sana olan sevgim görünen tüm gerçeklerden ağır geldi,
Görmedim,göremedim,
Belki aşkın körlüğünden görmemezlikten geldim,
Öyle ya
İnsan cennette yaşarken cehennemi niye düşünsün.
Birde ailen vardı kahrolası
Beni en baştan beri kabullenemeyen,
Önyargılar olmayan beyinlerini örümcek ağları gibi sarmış.
TÜRK'üm diye barbar dediler bana,
Senin hatırına susmakla medeniyeti ispatladım,
Psikopat,asabi dediler bana,
Uysalca yaklaştım yanlarına her konuda adım adım,
Konuşmasını bilmez cahil dediler,
Onların dilinde sevmeyi sevilmeyi anlattım,
Anlamak istemedikleri için başımın etini yediler,
Kazandığım halde yenilgiyi tattım.
Sustum,
Korktuğumdan veya çekindiğimden değil,
Sadece sen mutlu olasın diye tüm hakaretleri yuttum,
Yetmedi,tatmin edemedim hiçbirini,
Hepsinin gözüne batan aşk çiçeğimizin dikeniydi.
Ben mutluluğumuzun hatırına susarken
Dilimde hep sen vardın,
Sen vardın ve hala varsın yüreğim şu an kan kusarken.
Hatırlarmısın çok kavgalar ettik,
Pek çok kez tartıştık seninle,
Şimdi soruyorum sana:
Ne zaman kendi problemimizden polemiğe girdik??
Hatırlayamazsın değilmi,
Çünkü bizim tek derdimiz birbirimizi sevmekti,
Hep ailenin sana baskısı başımıza bela oldu.
Benim sevdam haykıran acı gerçekleri bile yendi,
Ama senin sevdan ailenin baskısına hafif geldi,
Ben bizim için fedakarlıklar yaparken
Sen yuvamızı ailen için kurban verdin.
Aaaaaahhh ulan ahhh,
Peki bizim ailemizin sonu ne olacak??
Çektiğimiz o kadar çileden sonra
İki demir parçası gibi birbirimize kaynaklanmışken,
Sevgiye açken gözlerimizin içine bakarak doyduktan sonra,
İki pırlanta gibi evladımız olmuşken,
Tüm olumsuzluklara rağmen,
Tam huzuru ve mutluluğu bulmuşken
Böylemi olacaktı sonumuz?????
Sevgi,saygı ihanetlemi bitecekti,
Sana ve yuvama olan aşkım satışlaramı gelecekti.
Yüreğimi iki çiçeğiyle beraber kopardın yerinden,
Çıkmazlara soktun beni derinden,
Saadet gözlerimi kamaştırırken
Şimdi ışığın yabancı olduğu zifiri karanlıkta yapayanlızım.
Hoşuma giden hiç birşey zevk vermiyor artık,
Yuvamdan uzak ve kopuk nefes almak bile zor geliyor.
Unutmamaya çalıştığım mis gibi kokunuz
Çıkmaya çabaladığım karanlıkta burnumda tütüyor,
İhaneti tadan zavallı yüreğim
Çektirdiğin acının gözyaşlarında çürüyor.
Çürüttüğün yüreğimi yollayacağım sana bir gün,
O zaman anlaki senin için çok savaşan Uğur ölüyor.
Yaşarken severek gülmedi yüzüm,
Belki unutulan ölümümde biter bu zulüm.......