Şimdi bu serzeniş geri getirmeyecek hiçbir şeyi biliyorum.
Ne yılları geri verebilecek bana.
Ne de gülüşlerin tazeliğini getirecek yeniden denizlerin dalgaları gibi..
Ne bu masum matem bir işe yarayacak bu sefer..
Nede bu kırık vedayı durdurabilecek bakışlarım.
Bu artık anlaşılmaz bir karmaşa..
Bu kesintisiz devam eden aralıklı soluk.. O keskin ses.. O lanet vızıltı..
Gene kulaklarımda çınlayan o sessiz soluk..
Kısık
Mağrur..
Gururlu..
Heyecanlı bekleyişler gibi çarpıyor kalbim gene..
Kimi , neyi yada ne için beklediğini bilmeden..
Çarpıyor sadece..
Ve artık inan. Can sıkıcı olmaya başladı ayrılıklar..
Biraz hasretlik var sanki bende..
Özlemişim bişeyleri belliki..
Durup durup dolmuyor gözlerim. O kadar küçük çaplı değil..
İçime ağlayıpta gözlerime vuramıyorum.
Vursam ağır gelir biliyorum..
Doluyorum.. Doluyorum da taşamıyorum gözüm.. Yapamıyorum..
Ellerimde bişeylerin sıcaklığı kalmış belli ki..
Üşümüyorlar buz gibi ayaza karşı..
Gözlerim donmuş uzaklara takılı..
Bu sonsuz bir deprem gibi sanki..
Sarsıntılı bir bekleyiş..
Sara nöbetleri gibi..
Titrek..
Ağlak.. Acı verici..
Derdini kimseye anlatamamak değil benimki..
O kadar basit değil.
Derdini bilipte kendine bile kabul ettiremeyip kendinle bile paylaşamazsın bazen..
İşte o biçim bişey..
Saniyelerin tek tek attığını görüyosunda sağdan sağdan..
Bir diğer saniyede acı çekmemeyi öğretemiyorsun kendine..
Sabahın ilk ışıkları kalıyo bu sefer son umut..
Yeniden o koca bekleyiş..
Yeniden sara nöbetleri..
Yeniden çağlayan ırmaklar gibi.. Adım adım ritimleyen kalbim.
Uzaklarda .. Çok uzaklarda gözlerim..
Lakin döndürüpte bir kere aynada gözlerimde kaybolamıyor kahrolasıcalar..
Kendime bakamıyorum..
Bakınca göremiyorum..
Çünkü artık ne ben bendeyim..
Ne de bakan benim gözlerim..