Ey benim güzeller güzeli
Nur-u cemaliyle ay ısığını kıskandıran
Sultanların şahların önünde diz çöktüğü
Yüzünün ışığıyla gece karanlığını delip geçen sevgilim.
Bilmez misin ki gönlüm senden yana gariban bir köle misali kaybolmuştur.
Kalbim aşkının yollarında susuz bir bedevi gibi medet ummaktan biçare düştü.
Zira gönlüme aşkından ala su , sevginden ala gerçek olamaz.
Gülüşlerin hülyalarımı süsler de çölde bir vaha gibi serinletir bu aciz aşıkını.
Ey benim yoluna başlar verilen sevgilim.
Kimbilir yolunda kaç gönül derdest olup bitap düştü.
Kimbilir sesini duyan kaç kulak daha sesinin edasından bir daha duymaz oldu
.
Kimbilir yüzünün şereflendirdiği kaç göz görmez oldu.
Kim bilir adını söylemekten kaç dil perişan lal oldu.
Bu biçare zavallı aşıkınında hali bundan gayri nice olur bilinmez.
Zira dilimde adının sözünün geçmediği bir tek kelam bile yer edinemez.
Duyarım bilirim ki aşıklar dünyanın en güzel sesine su demişler.
Dünyanın en güzel sesi su sesidir.
Hakikattir.
Zira konuştuğunda bir ırmak şarıltısı gibi dökülen kelimelerin manasıda bundan ibarettir.
Bilirim ki gözlerinin baktığı her yere , her hücreye dolan neşe ve huzurun kaynağıda odur.
Yeryüzünün sığınağı haline gelmiş en büyük dergah kalbin.
Ey benim kalbi kadifelerle yakutlarla süslenmiş yarenim.
Ey güzelliğine ne elmasların ne mücevherlerin yakışmadığı sultanım.
Biliriz ki yıldızlar kainatin gecesine süs olarak yaratılıp serpilmiş dergahın kubbesine.
Kalbinin otağına gece ne vakit çöker bilinmez.
Fakat ümidimdir ki aşkının ateşiyle bir garip kandil gibi tutuşan şu kalbimi alıp gönlünün
gecesine ufacık bir süs olarak dikesin.
Dikesin ki aşkım ve muhabbetim hürmetinle şereflensin.
Ey benim ayağını bastığı toprağı şereflendiren sevgilim.
Ey benim geçtigi her yere yüzümü sürdüren sevdalım.
Ey benim serverim, nurum, sultanım, padişahım.
Güzeller güzeli , dilberler dilberi sevgilim.
Yeryüzünde aşkın sığınağı olmuş kalbinde bu divane asıkına bir yer ver ne olur.
Tamamı kadifeye bulanmış o yumuşak nur-u pak kalbe benim gibi bir acizin aşkı
yaraşmaz elbet.
Lakin lütuflarda bulun sevgilim.
Gel bu biçareye merhamet etde
Gece karanlığında ışığınla yol bulayım.
Zira gözlerimi kör eden bu aşk senin benim kabahatim yok.
Sözlerim elbette zat-ı şahanene layık değil.
Hoşgör zira beni böyle lal eden aşk senin benim bir kabahatim yok.
Kulaklarım sözlerine hasret.
Sesinin bir zerresinin kaf dağında ikamet ettiğini bilsem düşmana atılmış bir mızrak gibi
fırlayıp dağları delerde o zerreyi duymaya ömrümü sererim bilirsin.
Lütfet de bir kez sesini duyayım ne olur.
Bu aşıkına bunca hürmet fazla elbet bilirim.
Fakat cüretimin kaynağı olan bu yüce aşk senin , benim bir kabahatim yok.
Ey benim gönülleri yerinden eden
Simalara nur getiren nur-u pak sevgilim.
Dilerim şu kapkara gecem gibi kararmış gönlüme ay gibi zuhur edesin.
Yüzünün parlaklığını şu küçük aciz aşıkından esirgemeyesin.
Ki yoluna , aşkına ömrümü heba etmişim varsın olsun.
Zira ömrümü bu yolla kıymetlendiren aşk senin , benim bir kabahatim yok.
Bu kadar deliliğe tahammül edemeyip aklımı sual edecek olursan.
Aklımı senden yana gönderen bu aşk senin , benim bir kabahatim yok.
Al gönlümü sultanım.
Eyle sende.
Al gönlümü.
Eğle sende