Bilmezdim ki bir sigara bu kadar haz verirmiydi bi insana..
Bilmezdimki dünyada bu kadar fazla bir acı olabilirmiydi olmadık zamanda gelen..
Ve bilmezdim ki milyonlarca kişilik şehirde tek başına kalabilir , yalnız hissedebilirmiydi bir insan..
Adını bile bilmediği insanlar kendine sıcak gelebilirmiydi..
Bu kadar yalnız , bu kadar çaresiz kalabilirmiydi bir insan..
Bir yürek.. Bir kalp..
Dedi ve sustu..
Cevap veremediği soruları kendine sormaktan bıkmış usanmıştı artık..
Küçük takkesiyle simit diye bağıran sakallı amcanın yanından usulca geçti simitlerin üstündeki susam kokusunu ta ciğerine çekerek..
Yanmış ciğerine nispet yapar gibi.. Daha yanmış simitlerin kokusuyla bastırmak..
Bir parkın en ücra köşesine geçti önce..
Önünden Hiçbir insanın geçmediği bir banka oturdu..
Etrafı inceledi bir müddet.. Baktı soluksuzca..
İnsanları ayırdı.. Sınıflandırdı.. Kategorilere böldü..
Hangisine uyduğunu sınamak için..
Hiçbiriydi.. Hiçbiri..
Hiçbirine ben buyum diyemiyor kategoriye giremiyordu..
Normal insanlar gibi olamamıştı hiç..
Ona göre değildi.. Kimse farketmesede farkı , fark farkedildikçe fark değildi ona göre..
Ona göre fark , fark edilmediğindede köşede fark edilmeyi bekleyen bir farktı..
Belkide fark edilme kaygısı bile taşımayacak kadar farklı..
Bilemiyordu..
Aklını kemiren bu sorular..
Bitmek bilmeyen bir çekişme..
Sürekli devam eden fon müzikler..
Onu yazmaya itiyordu..
Bişeyler yazmaya..
Kim okuyacaktı ?
Kimler okuyacak ve anlayacaktı ?
Bu şehrin girdabında çalkalanan isyancı kimlikler mi ?
Yoksa birbirlerine yoldaş diye hitap eden kardeşler topluluğumu ?
Yoksa portmantolu bıyıklı ağır abiler mi ?
Kimler ?
Yoksa elinde kalemle şiirlerini döktüren şairlermi ?
Ölüm kıyısında gezen şairler..
Dört duvar arasını dört satıra sığdıramayan şairler..
Dört satıra sığdırdıklarıyla dört duvar arasında ömür tüketen şairler..
Şairmiydi oysa o ?
Hayır..
Konuşuyordu yalnızca..
Yazmıyordu bile..
Aklından geçeni.. Kelimelerle ifade ediyordu yalnızca..
Ama farklıydı..
Farklı olan kelimeler değildi aslında..
Anlatılanlar veyahut anlatma kabiliyeti değil..
Farklı olan anlattıran olayların farklılığıydı..
Belkide kimseye bu denli yazdıracak olaylar gelmemişti psikolojik çökertinimlere uğratacak..
Belkide bundandı her gün içe çöküşü..
Belkide bundandı gözleriyle gökyüzünü tarayışı hergün saatlerce..
Belkide bundandı martılara komşu hissedişi..
Belkide bundan vatansızdı..
Bundan yurtsuz , bundan yersizdi belkide..
Bilemiyordu..
Usulca kalktı oturduğu banktan..
Yol kenarına kadar geldi.
Bir adım attı..
Arabayı farketmemiş gibi..
Bakmadı bile..
Acı fren sesi..
Koskoca bir hayatın..
Son noktasının sesi..
Bu kadardı..
Aslında bitmez denilecek kadar büyük acılar..
Bir adıma yenik düşebilecek kadar küçüktü..
Arabanın önünde , yerde kanlı yatıyordu..
Anladığı son şeyden mütevellit..
Gülüyordu..
Ambulans için ter dökenlere..
Aslında bitmez denilecek kadar büyük acılar..
Bir adıma yenik düşebilecek kadar küçüktü..