http://www.youtube.com/watch?v=lApBB4v09Po
Kimbilir neler fısıldadın gecenin karanlığına.
Gecenin kör kuyusuna kimbilir kaç tek bozuk para salladın.
Ve gözlerinin mühürlerini kimbilir hangi sebep bozdu bu gece kaç defa. .
Güneş dedim sana.
Güneş.
Güneş eşsiz maviliğini getiripte sürmeden şafağa.
Gün aydınlığa bulaşmadan gel.
Kapkara gecenin içine bir hançer gibi saplı duran aklım benim.
Fikrim benim.
Bir kaç garip nota bu.
Bir kaç garip kelam.
Ve kimbilir kimler bir iz oldular gecenin koynuna.
Hasret dolu çarşaf çarşaf katmerlendi gecede yıldızlar.
Karanlık bakışlar doldu her taraf.
Ve sessiz çığlıklar.
En önemlisiyse vakitsiz ayrılıklar.
Gecenin içi matem dolu. Korku dolu. Yalnızlık dolu.
Kimbilir ne kadar kin kustun bu gece kör karanlığa.
Kimbilir gecenin yıldızlı bardaklarına kaç kere nefret şarabın doldu da boşaldı üstüme doğru.
Bundandır ki yıldızlara baktıkça kızarır içleri.
Kıpkırmızı şarabının tadı gelir dudaklarıma.
Kimbilir bu gece kaç gece kaldırdım gecenin eteklerini yukarı..
Ve arkasındaki karanlığın gerçek yüzüyle yüzleştim korkmadan.
Şafaklara yatırılan gözlerin arayışı gönlümde.
Uzaklara.
Gören gözün bakabildiği kadar uzak.
Duyan kulağa gelebilecek en uzak sesin geldiği yer.
İşte orası , Yalnızlık.
Keman teli ve yay arasındaki o milimetrik boşluk.
İşte orası , Çaresizlik.
Tam tepende parıldayım üfürdüğün dumana katılan kasvet.
İşte orası , Sessizlik.
Kimbilir kaç kere doğmamış olmayı diledin.
Ve kimbilir kaç kere aslında hiç yaşamadığını farkettin.
Ki yalnızlık şarabı bir kere içilir yarin elinden.
Aşk şarabına müteakiben.
Ve gecenin karanlığına bir kere iğnelenir isimler.
Tek tek yıldızlarla kayarsın aşağı doğru.
Tekrar toprağa dönüştür bu.
Ama aslında gece , eteğini kaldırıp eteğinin içine hapseder tüm ruhları.
Bundandır ki gece her gönle ölüm fikriyatı yerleşir. Çağrışır. Çağrıştırır.
Kimbilir her gece hangi ölü bedenin feryadına tepkisiz kaldın.
Kimbilir hangi gece çakmağın deşti gecenin kalbini.
Ve sigaramın içindeki duman. Kimbilir kaç bedenin üzerinde gezdi.
Nerden bilebilirsin.
Gece.
Tek bir kavram.
Değişmeyecek tek oluşmuşluk.
Rasyonellik ve duygusallığın bir arada yaşandığı metafizik ötesi soluk.
Ürkek ve titrek vücudundan kaç kere geçti kimbilir bu soluk.
Tüylerinin hangi birini havaya dikip ürpertti kimbilir.
Kimbilir saçlarına her gece gönderdiğim rüzgarın farkına varamadan girdin tekrar içeri.
Ve kimbilir o rüzgara takılı dokunuşlarım saçlarının arasında gezdide hazzetmedin.
Dudaklarının kenarında gezen solukta bunu anlatırdı aslında.
Ne ben anlayabildim.
Nede sen.
Nede soluk.
Her gece. Gecenin ömrü tükenmeye yakın. Saçlarına iliştirilen o gece rüzgarı tokası.
Sana gönderdiğim serinlikten ibaretti.
Ve anlaşılmaz çaresizliğin resmini , ay tuttu , yıldızlar poz verdi , gece çizdi..