Canım el veriyorsa , ayaklarım neden geri de kalsın..
Neyse seni çok fazla yormayayım.Yaralandık oldukça , kan kaybediyoruz...
Ben iyi bir doktor değilim ve ölmek iyi gelebilir..
İyi gassal olmasam da , teneşir de harika dururum.
Tıpkı bir cambazın ip de durduğu gibi.Tam bana göre..
Soğuk.Kışa dönük , tıpkı kışa benziyor.Ve kanı çekilmiş , teni beyazlamış bir ölü. Vaauuvv kardan adama benziyor..
Her zaman olmasa da hayatım da belki bir kez.
Zaman denilen bunağı şakağından vurmak istedim ! '' Öl orada. ! ''
Ambulans çağırırsam, namerdim ! demek istedim...
Emir almıyormuş kendisi , hızlıca yürüyerek beni öldürdü ; dengesiz , huysuz ihtiyar...
Sonrasını hatırlamıyorum.Onu öldüreceğimi unuttum.
Bir daha öyle bir an yakalarsam , '' dur '' demeyeceğim vuracağım , alnından...Şakağının diplerinden...
Karanlık çağlarından , aklananan saçlarından...
Yıllanan alnından , dolu dizgin yürüyen şakaklarından...
Aylarından...Yani yanaklarından...
Belki kıvamında olmayan haftalarından , dudaklarından...
Günlerinden , belki de 32 dişli gülüşlerinden...
24 saatlik iç çekişlerinden...
Saatlerinden , dakikalarından ve saniyelerden bozma kirpiklerinden...
Vuracağım zamanı...
Dur diyemezdim , öldürürdün...
Pusu kurmadım ama yakaladım..
Şimdi öldün deyip sonsuza dek ölüsüyle konuşabilirim...
Çünkü dirisiyle aramız iyi değil...
Ne dediğimi duymadan geçiyor sürekli...
Gülmeden ölmek gibi onunla konuşmaya çalışmak...
Belki de ilk hikayem olur bu...