I uzaklara gidelim, yağmurun çanlarına ışığına gölgeler kralının, suyun çıplaklığına yürüsün yol, uysal ve inatçı bir yoldaş yanımız sıra, biz gidelim, çoğalan arzusuna patikaların, kanın çığlıklarına
dursun zaman, biz gidelim seke seke gidelim göğün suretini çizen denize, kımıldayan taşların şarkılarına yeraltı madenine kardeş dağların çağrılı bir konuk gibi gidelim ırmakların soluksuz yankılarına altın bir muştu gibi soluk soluğa
morötesi sözcüklerle gidelim, yalanların ürkünç gece kuşlarının uğramadığı orman yalınlığına, art arda örülmüş duvarların ötesine geçelim, okşayan yalımına otların, karanlık sokakların kıvılcımına içimize gidelim ateşin ve külün barıştığı toprağa
II çocuk yüzlü sabaha direncine delikanlı çağların kurumuş dalların içindeki yaprağa bekleyen rüzgarına çöl yıllarının kızıl bir nar olup çatlasın güneş, biz gidelim üzüm bağlarına yıldız kavşağına haritaların
ufkun yatağını sersin gökyüzü, çıngırak seslerine bilge hayatın, dans ederek kanın mağarasında dönsün mavi bir buğu gibi dünya biz oraya gidelim, elma kokularına yitirilmiş ne varsa çağırsın aşk adımızı güzelliğe sora sora gidelim
saf mücevher günlere mor sümbül gecelere, ömrün köpüklerinde açan o kızıl güle çamurun kalbindeki acıyla yakıp meşaleleri unutulmuş saflığın izlerini süre süre gidelim
biz nereye gidelim? o yakut ülkesine yüreğimizin hadi gidelim